Belki denk geldiğimizde hiç üzerine düşünmeden sayfayı kapatıp geçiyoruz, ancak bu uyarının arkasında çok trajik bir hikâye yatıyor.
Mesela neden 404 yerine 202, 505 ya da bambaşka bir sayı kullanılmadığını düşünerek başlayabiliriz!
404 Not Found (Sayfa bulunamadı) uyarısının geçmişine inmek için takvimleri 1989’da çevirmemiz gerekiyor.
25 Ağustos 1989’da Pakistan’ın Gilgit şehrinin havaalanında Fokker F-27 model bir uçakla hikâyemizin bağlantısı başlıyor. Pakistan’dan İslamabad’a 54 yolcu taşıyan Fokker F-27 uçağı,07.26’da belirttiğimiz tarihte uçuşa geçmişti.
08.50 saatine kadar sorunsuz bir uçuş gerçekleştiren uçak, beklenmedik bir şekilde kuleyle irtibatı kesmişti. Mürettebat, yapılan hiçbir çağrıya cevap vermedi; arama ekipleri hemen bölgeye intikal etse de uçağın tek bir izine dahi rastlanmadı.
Bir hafta süren arama sürecinin sonunda mürettebat ve yolcular ölü, uçak da kayıp olarak kayıtlara geçti.
“Peki bu kayıp uçakla internet camiasının “404 not found” uyarısının bağlantısı ne?” diye düşünmeniz de gayet normal. Tahmin ettiğiniz üzere kayıp olan uçağın sefer sayısı 404’tü. Bu uçağın kaybolmasının ardından internet alemine de “404 bulunamadı” kodu yerleşmiş oldu.
Üzerinden yıllar geçen 404 sefer sayılı uçağa dair resmi bir kayıt elde edilmiş değil. Ancak araştırmayı gerçekleştirenlerin birçoğu uçağın Himalayalar’da düştüğünü tahmin ediyor.
Bir başka anlatıma göre de 404 tamamen farklı bir şekilde ortaya çıktı.
CERN’deki (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) bir odanın numarası olarak ortaya çıkan “404” numarasının, ilk World Wide Web geliştiricilerinin bir sayfanın bulunamadığı durumlarda kullanmak üzere seçildiği de 404’ün ortaya çıkışıyla bağdaştırılıyor. Ancak bu hikâyenin de gerçeklik payı bilinmiyor.